Sokrates ve Eleştirel Düşünme

Bilimsel Makaleler - “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değer değildir” Sokrates ( M.Ö 469 – 399)   Kimilerine göre âlim bir filozof, kimilerine göre gençleri kışkırtan bir bilge, tanrıları inkâr eden bir dinsiz,Delphi’deki Apollon rahibesine (Antik Yunan’da bir kâhi

Sokrates ve Eleştirel Düşünme

“Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değer değildir”

Sokrates ( M.Ö 469 – 399)

 

Kimilerine göre âlim bir filozof, kimilerine göre gençleri kışkırtan bir bilge, tanrıları inkâr eden bir dinsiz,Delphi’deki Apollon rahibesine (Antik Yunan’da bir kâhin) göre dünyanın en bilge kişisi. Kendisinin tanımlamasına göre; uyuşuk zihinleri rahatsız eden zararsız bir atsineği ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan ruhsal bir ebe.

 

Günümüze hala ışık tutmaya devam eden büyük filozof Sokrates; sözün (karşılıklı sohbetin) yazıdan daha etkili olduğu düşüncesiyle yaşamı boyunca hiçbir yazı kaleme almamıştır. Onunfelsefesine ait görüşlerini öğrencilerinin eserlerinden öğrenmekteyiz. Sadece içinde bulunduğu yüzyılı değil günümüze değin tüm yüzyılları felsefesiyle etkilemiş olan çağını aşan bu filozof, hayatımızda Eleştirel Düşünmeye neden yer açmamız gerektiğine dair bize önemli ipuçları veriyor.

 

“Sorgulanmamış Bir Hayat Yaşanmaya Değer Değildir”

 

Sokrates kendinden önce gelen filozoflarda olduğu gibi doğa ile ilgili konularla hiç ilgilenmemiştir. Hatta O’na felsefeyi gökyüzünden yeryüzüne indiren filozof denildiği de olmuştur. Çünkü insanın kendisini tanımadan başka hiçbirşeyin bilinemeyeceğini düşünmekteydi. Tüm felsefi sohbetlerinde insanların tam olarak neyi bilebildiklerini sorgulayarak geçirmiştir. İnsanın Kendini Tanıması/Bilmesi O’nun felsefesinin ana merkezini oluşturmuştur.

 

“Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber”kitabının yazarı Vincent Ryan Ruggiero, kitabının ilk bölümünde 7 önemli kavram üzerinde durmuştur (Bireyselik, eleştirel düşünme, gerçeklik, bilgi, görüş, kanıt, iddia).  Bu kavramlar Sokrates’in de üzerinde durduğu ve Eleştirel Düşünme’nin önemli kavramları arasındadır.

 

Sen Kimsin?Kendini Tanı!

 

Ruggiero, kitabının ilk bölümde Sen Kimsin?diye sorar.

 

Böyle bir soruya cevap vermemiz oldukça kolay gelir. Kim olduğumuzdan gerçekten eminizdir. Hatta sorulduğunda kimlik bilgilerimizle başlarız anlatmaya. İsim, yaş, kilo, boy, nerede yaşadığımız gibi özellikleri sıralarız ama aslında bunlar bizim kim olduğumuzu anlatmakta pek de yeterli olmamaktadır. Kim olduğumuz daha fazla bilgiyi gerektirir. Nasıl bir kişiliğimiz olduğu, nelerden hoşlandığımız, nelerden hoşlanmadığımız, neden işimizi sevdiğimiz ya da sevmediğimiz, neden rasyonalist değilde realist olduğumuz, neden geleneklere bağlı olduğumuz ya da olmadığımız, bizi biz yapan özelliklere nasıl sahip olduğumuz, kimlerin ya da nelerin bizim üzerimizde etkisi olduğu, etkisi olanların herşeyin en iyisini en doğrusunu mu bilenler olduğu gibi sorularınve çok daha fazlasının bilgisine ihtiyacımız vardır.

 

Sokrates açısından bilgi, mesleki ve teknik bilgiden, yeteneklerden çok daha farklı, yaşamı sorgulayan ve yaşamı bütünlüğünde anlamaya çalışan zihinsel bir etkinlik olarak, bilgeliğe özdeş felsefi bilgiye işaret etmekteydi.

Ruggiero ise, bilmek ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirmiştir; Bilmek bilgiye sahip olduğunuza dair farkındalıktır vedoğru yanıttan daha fazlasını içermektedir. Fakat bildiklerimizin birçoğuvarsayım ya da tahminden ibarettir.

 

Sokrates’te bildiklerimizin birer sanı ve tahmin etme olduğunu düşünmektedir. O “Kendini Bil!”çağrısı ile insanın, neyin doğru neyin yanlış olduğunun bilincine varmasını ister. İnsanın kendini tanıması, kendini sürekli sorgulayarak bilgilenmesi sonucu olanaklıdır. Bilgelik, çok şey bilmekle değil, farklı yollarla edinilen bilgilerin kişinin ruhsal/zihinsel ( Sokrates görüşüne göre ruh/zihin bir ve aynı şeydir) olgunluğa sahip olmasıyla, onundoğruya, iyiye ve güzele yönelmesiyle olur. Tıpkı Eleştirel Düşünmedeolduğu gibi düşünceyle davranış uyum içinde olmalıdır.

 

Kerimoğlu’nun da kitabında yer verdiği gibi, Sokrates’e göre, Bilgi Erdem ”dir vebilgi ancak uygulamayla anlam kazanır, bilgisiz uygulamadan iyi bir sonuç beklemek imkânsız olduğu gibi uygulamasız bir bilgi de işe yaramayacaktır(Kerimoğlu, N. Felsefenin Kısa Tarihi, 2016).

 

Peki, Hayatı nasıl sorgulamalıyız?

 

Sokrates’e göre bu, her gün kullandığımız, ama üzerinde gerçekten hiç düşünmediğimiz başlıca kavramları sorgulayarak (Doğruluk nedir? Adil olmak nedir? İyi olmak nedir? Güzel nedir? Yönetici nedir? Paylaşmak nedir? Erdem nedir? vb) böylece onların gerçek anlamlarının bizim bilgi ya da bilgisizliğimizi ortaya çıkarmakla mümkün olabilmektedir(Felsefe Kitabı, Alfa Yayınları, 2015).

 

Sokrates bu sorgulamayı Sokratesçi sorgulama yöntemi de denilen diyalektik yöntemle yapmaktadır. Bu yöntemi şöyle uygulamaktadır; kendi yaşadığı dönemde tartışma mekânı olarak seçtiği kent sokaklarında; karşılıklı konuştuğu kişilere sürekli sorular sorar ve bu sorularla inandıkları şeyleri bir kez daha düşünmeye, onlarınneyi bilip neyi bilmediklerini sınamaya teşvik ederdi. Önce ya bir iddia atar ortaya ya bir soru sorar ve karşısındakinin yanıtını bekler, sonra başka önermeler ve sorularla devam eder sorgulaması, ta ki karşısındaki kişi ilk söylenen sözün anlamını yakalayana ve doğru olduğuna kani olana değin. Ne var ki cevabı bildiğini düşünen kişiler bilmediklerini bu şekilde anlayarak, doğru bilginin ancak eleştirel bir bakış açısına sahip olmakla ve ayrıntılı bir araştırmayla bulunacak bir bilgi olduğunada birebir tanıklık etmiş olurlar(Dürüşken, Ç. Antikçağ Felsefesi, 2015).

 

Aşağıda öğrencisi ve arkasında yine derin izler bırakmış gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan biri olan Platon’un kaleme aldığı Menon (yahut Erdem Üzerine sınama) diyoloğundan kısa bir alıntı, Sokrates’in yöntemi hakkında bize bilgiler vermektedir:

Sokrates;Menon, bütün ve eksiksiz olarak erdemin ne olduğunu söyle ( tanımlar mısın?).

Menon; Erdem güzel şeylerden zevk almak ve de yeterince güçlü olmaktır, güzel şeyleri arzulayıp onları elde etmeye muktedir olmaktır.

Sokrates; Güzel şeyleri arzulamak, iyi şeyleri arzulamaktır diyorsun?

Menon; Öyle

Sokrates; Kötü şeyleri arzulayanlar var mıdır?

Menon; Evet

Sokrates;Kötü şeylerin iyi olduğunu düşünerek mi yoksa kötü olduklarını bilerek mi onları arzuluyorlar, ne dersin?

Menon; Bence her ikisi de

… ( Diyalog boyunca Menon’un sözlerinin çelişmesi üzerine)

Sokrates; Erdemin iyi şeyleri elde edebilmek olduğunu söylemiştin

Sokrates;Erdemin insanlara nasıl geldiğini, önce erdemin kendisinin ne olduğunu araştırırsak o zaman onun hakkında bilgi edinmiş oluruz.

 

Bu sokak sohbetlerinde insanların bilmediklerinin farkında olmadıklarını ve ellerinde tutarlı hiçbir kanıt olmamalarına rağmen herşeyi çok iyi bildiklerini iddia ettiklerini görmüştür. Bu bize günümüzde de Eleştirel Olmayan Düşünürün özelliklerini göz önüne getirmiştir. Yeterli ve doğruluğu ispatlanmış bir kanıtyoksa bilgi de yoktur.

 

Sokrates’e göre sadece bir iyi vardır, bilgi ve sadece bir kötü vardır, cehalet(The Philosophy Book: Felsefe Kitabı,  (2015). O bilenlerin özgür, bilmeyenlerin ise köle (bağımlı) olduklarına inanıyordu.

 

“ Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir”

 

Eleştirel bir düşünürde olması gereken; hiçbir şey bilmediğini bilerek yola çıkmaktır. Sokrates’te tüm sohbetlerine hiçbir şey bilmediğini söylerek başlamıştır; “ Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir ”.

 

Öğrencilerinden Ksenophon Sokrates’i şu şekilde dile getirmiştir; Kendisi bilgeydi, çünkü iradeli, ölçülü, mantıklı ve ahlaklıydı. Yararlıyı yararsızdan, iyiyi doğrudan, güzeli çirkinden akıl yürüterek bulabiliyordu. Kendi içinde dengeli, sözlerinde ve davranışlarında tutarlıydı. İnsanlığa erdemi öğretiyordu, yani eğitimin temelini. Karşılıklı sohbetlerinden diyalektik düşünceyi uygulayarak insanın ruhunda varolan doğruyu çıkarmayı amaçlıyordu(Dürüşken, Ç.AntikÇağFelsefesi, 2014).

 

Platon’un diyologlarında Sokrates karakteri; meraklı, sorgulayıcı, araştırmacı bir karakterdir. Doğrunun peşinden koşarken karşısındakini sürekli dürter, onun da merak etmesini, sorgulamasını, araştırmasını ister (Dürüşken, Ç., AntikÇağFelsefesi, 2014).

 

Diogenes Laertios, “ Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri ” kitabında Sokratesi’in haksız yere idamla cezalandırılışıyla ilgili olarak, “ Zindandan kaçması mümkünken kaçmaya razı gelmedi, onun için gözyaşı dökenleri azarladı, zincire vurulmuş haliyle en güzel konuşmalarını yaptı. Kendine yeten ve saygın bir insandı ” şeklinde bahsetmiştir.Böylesinekötü bir olayı yaşarken bile büyük bir sakinlik ve olgunluk gösteren Sokrates,felsefesini bizzat yaşayan ender filozoflardan birisi olarak tarihe geçmiştir.

 

Bu büyük filozof sankiyaşantısıyla Eleştirel bir düşünür de olması gereken tüm özellikleri bize sıralıyor gibidir.Eleştirel bir düşünürortada geçerli kanıtın olmadığı hiçbir doğruyu kabul etmez, doğruya ulaşabilmek için kendisine sunulan bilgiye şüpheyle yaklaşır, meraklı ve araştırmacıdır. Sabırlı ve sakindir. Karmaşık sorular aklını karıştırmaz. Doğru sorularla akıl yürütür ve doğru bildiklerini sürekli sorgular. Bildiğini iddia etmez, yanılabileceğini düşünür. Sözlerinde ve davranışlarında tutarlıdır. Kendini ve hayatı sürekli sorgular.

 

Kendimizi tanımak ve yaşamımızı anlamlandırabilmek için hayata eleştirel bir gözle bakabilmeyi öğrenmeliyiz. Çünkü sorgulanmamış bir hayat, Soccia’nın söylediği gibi, ruhun feda edildiği bir hayattır. Sorgulanmamış hayat bir anlamda bilinçsiz bir hayattır. En alt düzeyde yaşanan bir hayattır. Hayatı sorgulamak insani koşulların bilinçli olarak farkına varmaktır. İyi olanı bilmek, iyiyi yapmaktır(Felsefeye Giriş, Douglas Soccia).

 

Aygül BALKIN

Yıldız Teknik Üniversitesi&İstanbul Aydın Üniversitesi

Eğitim Programları ve Öğretim Yüksek Lisans Öğrencisi

 

Kaynakça;

Dürüşken, Ç. (2014), “ Antikçağ Felsefesi: Homeros’tan Augustinus’a Bir Düşünce Serüveni”, Alfa Basım Yayın, Ocak, İstanbul

Kerimoğlu, N. (2016), “ Felsefenin Kısa Tarihi”, Kamer Yayınları, İstanbul

Laertios, D. (2015). “ Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri ”, Çev. Şentuna, C.,Yapı KrediYayınları, Şubat, İstanbul

Platon, (2018), “ Menon”, Çev.Bayoğlu, Ö., Pinhan Yayıncılık, Kasım, İstanbul

Ruggiero, V.R. (2017).“Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber”,Çev. Alfa Basım Yayım Dağıtım, Kasım, İstanbul

Soccıo, J.D. (2010).“ Felsefeye Giriş: Hikmetin Yapıtaşları ”, Çev. Karataş, K. Kevser, Kaknüs Yayınları, İstanbul

“ The Philosophy Book: Felsefe Kitabı ”, (2015), Çev. Lakşe, E.,Alfa Yayınları, İstanbul