PANDEMİ SONRASI DEĞİŞİMİN PİN KODLARI: YÖNETİM PROJEKSİYONU-YENİ BİR OKUL SİSTEMİ-3

Eğitim Bilimleri - CEMİL KURT

PANDEMİ SONRASI DEĞİŞİMİN PİN KODLARI: YÖNETİM PROJEKSİYONU-YENİ BİR OKUL SİSTEMİ-3
Uygarlık tarihi boyunca yönetim, elinde bulundurduğu güç nedeniyle ilgi noktası ve ele geçirilmek için uğruna pek çok şeyin yapıldığı bir olgudur. Yönetsel eylemlerin insanlık tarihiyle başladığı söylenebilir. Her toplumda insanlar ve yönetilenler ikiye ayrılır. Yönetim olgusu insanlık tarihi kadar bir geçmişe sahip olmasına rağmen yönetimin bilimsel olarak ele alınıp incelenmesi oldukça yeni bir süreçtir.
Okul sistemi önerisi Türkiye’nin gelecek projeksiyonunda insan kaynağının gelişimi ile birlikte yeni bir yönetsel organizasyon yapısını gerektirmekte; eğitim sisteminin dünya sistemine entegre olması ile birlikte gelişmiş ülkelerle olan farkın kapanması noktasında önemli bir atılım sağlayacağı düşünülmektedir. Okul sistemi içinde müfredat, personelin niteliği, paydaş ilişkileri yönetimi, yatay-dikey geçişler ve eğitim-öğretim etkinlikleri gibi, yönetim sistemi, yönetici yeterlilikleri ve bunların geliştirilmesi gibi pek çok konu, süreçte yeni strateji ve politikalarla eşgüdümlenmelidir. Tüm bunları önceliklerken ve eşgüdümlerken eğitim yönetim ve organizasyon yapısı ile birlikte yöneticilerin seçimi, yetiştirilmesi ve atanması yeniden ele alınmalıdır.
Yönetim organizasyon yapısına yönelik eleştiri ve önerileri ortaya koymadan önce Türk eğitim sistemi eleştirilerini ve çözüm önerilerini bilimsel verilere dayandırarak ortaya koymak gerekmektedir. Yapılan birçok araştırma, yayımlanan birçok ulusal ve uluslararası rapora baktığımızda eğitim sistemimize yönelik eleştirilerin başında yönetim organizasyon yapısındaki sorunsallığın geldiği görülmektedir. Birçok araştırma sorunların tespitine yönelik yapılmışken, çözüm önerilerine yönelik kısıtlı sayıda araştırma olduğu görülmektedir. Bunun nedeninin sistemik uygulamalardaki düzensizlik olduğu görülmektedir.
Burada temel bir paradoksta Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte eğitim yönetim sisteminde henüz bir değişikliğe gidilmediği görülmektedir. Ancak temel problem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği yeni yönetsel durum da değildir. Zaten zamanının çok altında kalmış bir eğitim yönetim sistemi sorunsallığıdır.
Türk Eğitim Sistemi’nin bazı temel sorunları ve öncüllerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Eğitim sistemimizde demokrasi problemi önemlidir, öncülü aşırı merkeziyetçiliktir.
2. Eğitim sistemimizde eşitsizlik sorunu temel problemlerdendir, öncülü gelir dağılımı adaletsizliğidir.
3. Eğitim sistemimizde yöneltme ve yönlendirme sorunu devam etmektedir, öncülü eğitim örgütlerin ve bireylerin ihtiyaçlarını ortaya koyacak bir organizasyon yapısının oluşturulmamasıdır.
4. Eğitim sistemimizde okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmaması stratejik bir sorundur, öncülü eğitim politikalarındaki öncelik sıralamasındaki tutarsızlıklardır.
5. Okulların bina ve donanımları eğitim hizmetini etkilemektedir, öncülü yatırım politikalarında stratejik öngörülere eğitim karar vericilerin yeterince önem vermemesi, siyasi davranılmasıdır.
6. Eğitim sisteminde mesleki eğitim göz ardı edilmektedir, öncülü sanayileşme döneminden gelen ara insan kaynağı yetiştirme alışkanlığına çakılı kalınmasıdır.
7. Eğitimin özelleştirilmesinin teşvik edilmesi öğretim birliğine zarar vermektedir, öncülü sermaye gruplarının eğitim politikalarında önemli bir baskı grubu olmasıdır.
8. Öğretmen yetiştirme sistemi, nitelikli öğretmen ihtiyacına cevap vermemektedir, öncülü köy enstitüleri sisteminin nitelikli öğretmen yetiştirmedeki başarısının henüz bu seviyeye gelinememiş olmasıdır. Bununla beraber öğretmen yetiştirme politikamız ile çok oynanmasıdır.
9. Türk eğitim sisteminde yönetim organizasyon yapısı ile eşgüdümlü olarak, yöneticilerinin eğitimi, seçilmesi, atanması ve yöneticilikte yetiştirilmesi, eğitim yönetimi mesleğinin gerekliliklerine uygun değildir, öncülü sürekli değişen eğitim yönetimi atama sistemi ve yönetici eğitim sisteminin olmamasıdır.
10. Türk Eğitim sisteminde ve yönetim politikalarımızda laiklik problemi devam etmektedir, öncülü vesayet sürecinin el değiştirerek laiklik sorunsallığını tersinden devam ettirmesidir.
11. Eğitim sistemi evrensel nitelikte olmaktan uzaktır, öncülü dünya eğitim sistemi ile entegre olmasında yaşanılan güçlüklerdir.
Ortaya konulan bu sorunların kapsam ve niteliğinin ayrıntılı tartışılması gerekmektedir. Geliştirilecek çözüm önerileri önemlidir. Özellikle yeni bir okul sistemi önerisi geliştirirken yukarıda ortaya konulan sorunsallıklara ait çözüm önerilerinin de netleşmesi gerekir.
Bu açılardan değerlendirdiğimizde eğitim yönetimi organizasyonu ile yönetici atama ve yetiştirme şekli yeniden yapılandırılmalıdır. Ülkemizde yöneticilerin atanmasında bir eğitim koşulu aranmaması ya da eğitime tabi tutulmamaları da yöneticilerin bilimsellikten uzak bürokratik bilgilerden ibaret kişiler olmaları sonucunu doğurmuştur. Siyasi erkin keyfi yöntemlerine bırakılarak yapılan atamalar ise sürekli emir almaya ya da yönlendirilmeye açık yönetici grubunun göreve gelmesine sebep olmuştur. Liyakat sisteminin geride bırakıldığı, kariyer sisteminin düzenli çalışmadığı, kayırmacılık sistemine geri dönüldüğü düşünülebilir. Bu durum çözülmediği, yönetici seçimlerine nesnel ölçütler getirilmediği sürece eğitim sistemi hep bir kolu kırık olacaktır. Bu bağlamda geliştirilen ve önerilen model şu temel öğelere dayandırılmaktadır:
1. Tüm eğitim kademeleri ile yaygın eğitim kurumlarında yönetim Âdem-i Merkeziyetçi bir yapı ile okul/kurumların yönetim kurullarına bırakılmalıdır. Bu kurallar her aşamada seçimle yönetime gelmelidir. Yönetim kurullarında doğal üye olarak o bölgenin yetkili sendikasından bir temsilci, en yüksek mahalli yönetim teşkilatından bir temsilci ve sivil toplum kuruluşlarından gözlemciler olmalıdır.
2. Okul/kurumların yönetim alt sistemleri oluşturulmalıdır. Yönetim alt sistemleri belli süreler için okul yönetim üst kurulunu seçmelidir.
3. Okul/kurumların yönetim alt kurulları eğitimin amaçlarına uygun olarak eğitim öğretim süreçlerine katkı veren kurullardan oluşmalıdır (Operasyonel Kurullar-paydaş ilişkilerinin yönetilmesi kurulu; eğitim-öğretim kurulu, vb., Yönetsel Kurullar-stratejik planlama kurulu, iyileştirme kalite ve izleme kurulu, işbirliklerin yönetilmesi kurulu vb., Destek Kurulları- bilgi kaynaklarının yönetilmesi kurulu; fiziksel kaynakların yönetilmesi kurulu; finansal kaynakların yönetilmesi kurulu; vb.). Burada okul ve kurumların demografik yapısına göre standart kurullar kalmak üzere alt yönetim kurulları farklılık gösterebilir.
4. Kurullarda görev alacaklar memuriyet görevini yapan eğitim çalışanları ile birlikte okulun diğer paydaşlarından oluşmalıdır.
5. İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kaldırılmalıdır. İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri okullar arasında koordinasyon ve eşgüdümlemede memuriyet görevi gören Eğitim Ofislerine dönüştürülmelidir. Bu kapsamda demografik özelliklerden oluşan bir kriter skalası ile birlikte hangi ilçelerde Eğitim Ofisi açılacağı ve bağlı diğer yerel ilçelerin nereler olacağı belirlenmelidir.
6. İl Milli Eğitim Müdürlükleri Milli Eğitim Bakanlığı ve okullar arasında Temel Eğitim Politikaları ve Stratejik Süreçleri eşgüdümleyen, yerel eğitim çıktılarını derleyen, yorumlayan, ilgili paydaşlarla paylaşan, eğitim kurumlarının denetimine yönelik koordinasyonu sağlayan, okul ve kurumların hesap verebilirlik ve şeffaflık çalışmalarında koordinatör aktör olan, temel yönetsel süreçleri olan bir yapıda teşkilatlandırılmalıdır. Hali hazırda bulunan şube müdürlükler ve müdür yardımcılığı gibi yönetsel kimlikler kaldırılmalıdır. Esaslı bir liyakat sistemi üzerinde yeniden teşkilatlandırılan bir yapıya büründürülmelidir.
7. Eğitim yöneticiliği çağdaş normları içeren, yöneticilik ve liderlik kavramlarını özünde barındıran bir sisteme kavuşturulmalıdır. Yöneticiler öğretmenler içerisinden seçilmelidir. Bu anlamda öğretmenlerin yönetici olarak yetiştirilmesine yönelik “Yönetici Akademileri” kurulmalıdır.
8. Yönetici Akademilerinin temel görevi eğitim yöneticisi yetiştirmek olmalıdır. Yönetici Akademisinden mezun olmayan hiçbir öğretmen herhangi bir yönetim kademesine getirilmemelidir. Yönetici Akademisinden mezun olup çeşitli aşamaları geçerek yönetici olan öğretmen okul/kurumların yönetim kurulundan onay olmadan görevine başlatılmamalıdır. Bu kapsamda herhangi bir kuruma yönetici adayı olan öğretmenin belli bir süre kurumda stajyer yönetici olarak çalıştıktan ve okulu/kurumu izledikten sonra okul/kurumda belli bir dönem için yapacağı çalışmaları, geliştirmeleri yönetim kuruluna sunarak onay almalıdır. Yönetim kurulundan onay almayan yönetici adayları o kurumun yöneticisi yapılmamalı. Okul/kuruma yönetici olarak kabul edilen öğretmen kendi alt yönetimini kurabilmelidir. Yöneticiler bir okul kurum için 5+1 yıl olarak seçilmelidir. Burada ilk 6 ay stratejik planlama hazırlık süreci, son 6 ay hesap verme süreci ve 5 yılda uygulama süreci olarak düşünülmelidir.
BİR OKUL MÜDÜRÜ KADARDIR…
Anahtar Kelimeler: Okul Sistemi, Yönetim Sistemi, Değişim
Kaynaklar:
Fişek, Kurthan. (2012). Yönetim, A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara.
Kurt, Cemil. (2021). http://www.nirvanasosyal.com/h-1196-pandemi-sonrasi-degisimin-pin-kodlari-degisimler-yeni-bir-okul-sistemi-2.html (Erişim Tarihi: 03.09. 2021).
OECD. (2015). Education At A Glance OECD Indicatore.
Teyfur, Mehmet (2015). İlköğretim Okulları ve Yönetici Yetiştirme Sorunu, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum.